'KESİŞME NOKTASI'


Gerçekler, hayaller, doğru kabul edilen olasılıklar ve bunları idrak etme ve kabullenme biçimimiz olarak belki, yanılsamalı algılarımız...

Bu kısa blog yazısını -ki aslında cuma günü yazmıştım, bugüne kısmetmiş- ülke veya kendi gündeminize minik bir kuş dalışı olarak okuyabilirsiniz;

Düşlerinizin başkaları ile kesiştiği noktada; hayallerinizi, onların var saydıkları olasılıkları yok sayarak, üzerine bir de sadece kelimelerinize sığınarak, gerçek kılamazsınız.

Ya düşlerinizden, ya da kesiştiklerinizden vazgeçmelisiniz. Seçeneklerden biri budur. Ve durum, adeta buna zorlar sizi bazen. Peki! Geçmeli misiniz?

Cevabınız hayır ise: Vazgeçmek bir anlamda sizin doğru olmadığını bildiğiniz o olasılıklara "peki", diyerek geri çekilmeniz anlamına geleceğinden, onların kendi algılarında doğru kabul ettikleri olguları yıkmanız gerekir öncelikle.  Bunu yapmayı göze aldığınızda ise, uzun ve zorlu bir süreci de baştan kabul etmiş olursunuz.

Burada, devreye pek de sevmediğimiz zaman olgusu girer yine. Zaman sizin için bir "bekle, izle ve gör" mekanizması olarak işlerken , diğer taraf için, ki bu bir durum da olabilir, 'terse' işleyebilir. Burada her iki taraf veya durum için önemli olan; zafer kazanmak gibi gayet yüzeysel ve nihayetinde hiç kimseye fayda sağlamayacak bir yanılgıya düşmemektir. 

Seneler önce izlediğim, iç savaşı konu alan bir film sahnesinde, komutanına şöyle diyordu asker;

"Biz kazandık Kumandanım, hepsini öldürdük!"

Kumandanın cevabı ise; "Savaş'ı kazandık belki, ama sevdiklerimizi kaybettik!"

Hani derler ya: 'Kırdığı yerden kırılıyor insan', ve yine kırıldığı yerden kırıyor karşısındakini. 

Oysa bugünün kazananı, uzun vadede yarının kaybedeni olabiliyor, haklı ile haksız yer değiştirebiliyor tarihin akışı içinde. Önemli olan birlikte kazanabilmek, iç ve dış savaşı birlikte verebilmektir. Kalpten gelen hiç bir şey, kazanan ve kaybeden olarak değerlendirilmemelidir çünkü.

Gerçek kendini öyle ya da böyle mutlaka görünür kılar... Ha, o noktadan sonra; düşler yine kesişir veya kesişmez, kaldığı yerden devamı gelir yahut gelmez, ülkeler bölünür ya da artık asla kimse bölemez...O ayrı konu!

Kesin olan ise şimdilik şudur: Zamanın bir noktasında, evrenin bir yerinde kesişen iki çizgi, kesişmelerinden önceki zamana asla geri dönemez! 




(Zaman makinası veya şu an için hayal bile edemeyeceğimiz bir şey keşfedilirse başka tabii...)


O.../


Yorumlar

Popüler Yayınlar