NOKTA.
Bir balıkçı kayığına atlayıp, açılsa uçsuz denizlere
ağları konuşan balıklar
şarkı söyleyen deniz kabukları ile dolacak gibi -
şarkı söyleyen deniz kabukları ile dolacak gibi -
Merdiven dayasa, uçsuz gökyüzüne
bembeyaz bulutlar tebessümle karşılayacaklar onu gibi -
Mavi bir kuş vardı ya, hani!
O uçsuz deniz-bucaksız gökyüzü karşılaşmasında yaklaşıp yanına
yüzyıllardır kulağıma fısıldayan dost sendin, hoş geldin! deyiverecek gibi -
Incitmemek için
üzerine ürkekçe bir o kadar merakla yerleştiği bulut
üzerine ürkekçe bir o kadar merakla yerleştiği bulut
alıp onu öte diyarlara taşıyacak
parıltılı gümüş yıldızlar sarmalayacak dört bir yanını gibi -
Evrenin başlangıcı bu, melodisi, şarkısı bu
Senin olsun, sende de olsun, senle olsun, al duyur şimdi!
diyerek fısıldayacaklar hep bir ağızdan gibi -
diyerek fısıldayacaklar hep bir ağızdan gibi -
Doldurup kucağına tüm bu güzellikleri
salıverip aşağıya çıktığı merdiveni
işitmek isteyen kulaklara, anlatmaya, dünyaya inecek gibi -
Masalını duyanlar, inanmaz olurlarsa şayet
deniz kabuklarının sesini dinletecek onlara gibi -
Ve binlerce yıl da sürse anlatmak
O, dillendirmeye devam edecek gibi -
Masal; rüya içinde
Rüya; gerçek içinde
Gerçek; kendi içinde...
Basit aslında
nokta
.
.
O.../
Yorumlar
Yorum Gönder