Publius Vergilius Maro...


 
Afrodit ve Anchises'in oğlu Aeneas Truva kuşatmasında kenti savunan kahramanlardan biridir


"Gerçeğin gözyaşları vardır."
                                                         Aeneas


Klasik Roma'nın en büyük şairlerinden birinin doğum günü bugün (15 Ekim). 

Publius Vergilius Maro; temelde üç büyük eseri ile bilinir. Eclogues, Georgics ve Aeneid (Aeneas Destanı). Her ne kadar tarihi kaynaklarda bir çifçinin oğlu olarak belirtilse de aslında aile geçmişi tam olarak bilinmez. Şairin kendisi tarafından da söylenmiş, yazılmış, kayda geçmiş ve bize ulaşmış hiçbir bilgi günümüze ulaşmamıştır. Bugün bilinen biyografik kaynaklara referans olarak Vergilius'un arkadaşı aynı zamanda da Aeneas Destanı'nı ilk yayına hazırlayan Lucius Varius Rufus gösterilir. 

Gelenek der ki, "Vergillius, Andes'de doğdu." Ancak kullandığı şiirsel ve alegorik dil değişiklikler gösterir ve daha kuzey bölgeleri işaret eder. Soyadının analizi yapılıp bakıldığında erken Roma kolonilerinde aynı soyadına rastlanmaktadır. Kullandığı dilin iyi eğitim almış olduğuna işaret ettiği de bu problemli ve net olamayan biyografisine etkendir. İlk yıllarını baba çiftliğinde geçirdikten sonra 15 yaş civarı oradan ayrıldığı var sayılır. İlk eğitimini doğduğu yerde beş yaşında almaya başlar, Milano'da devam eder ve Roma'da son bulur. Roma'da retorik, tıp ve astronomi eğitimi alır. Daha sonra felsefeye de yönelir. Kendi eserlerini meydana getirdiği dönemlerde döneminin önemli ozan ve devlet adamları ile tanışır. Romalıdır ancak ölçü birimi ve şekil olarak çoğu şiirinde Yunan heksametresini kullanır, hatta bunu Roma'da uygulayan ilk ve en iyi şairlerden addedilir.

Günümüzde Roma ve hatta tüm Avrupa için en önemli ilk latin epik şiirin şairi kabul edilir. Roma'nın kuruluşu ve geleneği, yarattığı Aeneas destanına dayandırılır. Aeneas destanı toplamda 12 bölümden (kitap) oluşur. Bu 12 kitabı kendi içinde aslında ikiye ayırmak da mümkündür. İlk altı kitap, Aeneas'ın Truva'nın yıkılışından sonra yeni bir ülke kurmak üzere bugünkü İtalya'ya varış sürecidir. İkinci altı kitap ise varış sonrası Truvalıların kaderlerinde öngörüldüğü üzere soylarının devamı için Latinlere karşı vermek zorunda kaldıkları savaşları anlatır. 

Kahraman Aeneas, Venüs'ün oğludur; Truva soylularındandır ve aslında Priamos'un oğlu Hektor'dan sonra Truva'nın en önemli ve cesur kahramanlarından biri olarak Homeros'un İlyada'sında yerini alır. Vergilius, Homeros'un boş bıraktığı, spesifik özellikler yüklemediği, ucu açık kahramanını İlyada'dan alarak Roma geleneğine taşır ve Homerik destanın açık bıraktığı kapıyı bir başyapıtla kapatır.

Aeneas bir anlamda Odysseia'nın tam tersine bir eve dönüşü değil, yeni bir evin, hayatın, varolma sürecinin ve sancısının, bilinmeyen bir toprağı vatan yapmanın ve soyu devam ettirmenin adıdır. Bir anlamda ise destanın içinde yer alan hikâyeler İda eteklerinde yapımına başlanan gemiler, önce güney sonrasında yine kuzeye yönelerek İtalya'ya varışı anlatmak bağlamında Odysseia ile benzerlikler gösterir. Bir yol hikâyesidir modern anlamda belirtmek gerekirse. Ve yolun bir yerinde Aenas ve beraberindekiler Ithaca'dan da geçeceklerdir.

Tanrılar tabii ki yine yerlerini alırlar. Venüs'ün oğlu Aeneas'ın destan boyunca mücadele etmesi gereken en önemli tanrısal güç ise Hera'dır. Aslında sondan başlamak gerekirse, kahramanımız tanrı Hera'nın en değer verdiği Kartaca'yı yıkıma uğratan kişidir. Nasıl mı? Burada aşk devreye girer:

Aeneas'ın yolu Kartaca'ya düştüğünde, hikâyesini ve amacını anlatarak Kartaca kraliçesi Dido'dan şehrin anahtarını ister. Venüs etkisi var mı bilinmez Dido, Aeneas'a aşık olur. Aşkı karşılıksız kalmaz. Venüs ile Hera anlaşır. Aşık çift ruhsal ve bedensel anlamda birleşirler ve bir kış mevsimini tüm gözlerden ve dünyadan uzak kendi dünyalarında birlikte geçirirler. Ancak aşka her zaman müdahale edecek birileri mutlaka olur ve tanrı Zeus; Merkür'ü, Aeneas'a giderek kaderini hatırlatması için görevlendirir. Kalbi kırılan Dido, Aeneas'ın gidişi üzerine bir cenaze ateşi hazırlamak ister ve sevgilisinin okunu kullanarak kendisini bu ateşin içine atmak sureti ile intihar eder. 

Aeneas üzgün bir halde seçimini yapmıştır. Limandan uzaklaşırken gördüğü ateşin tek bir anlamı vardır ve kulağında Dido'nun son sözleri; "Kemiklerimden yeniden doğ ey intikamın ruhu." Yolun devamında deniz adeta düşmanı olur, ta ki aslında Truva'yı ve halkını desteklemeyen Neptün yapılanın haksızlık olduğunu düşünüp devreye girinceye ve fırtınaları dindirinceye kadar. Böylece Aeneas ve beraberindekiler Latium topraklarına ayak basarlar. Burada destanın ilk altı kitabı tamamlanır ve ikinci altı kitap başlar. Kurulacak olan Roma'nın en büyük düşmanı ise daha kurulmadan belli olmuştur: Kartaca!

 
The meeting of Dido and Aeneas, Nathaniel Dance-Holland, 1766, Tate Gallery, London

Detaylı incelendiğinde Aeneas destanının dönemin karmaşık ve  çalkantılı politik ve toplumsal değişiklikler döneminde yazıldığı söylenir. Yeni imparator Augustus kendi sistemini barışçıl bir yolla kurmak ister ve bunun için Roma geleneğini topluma hatırlatmak, Aeneas'ın geçtiği zorlukları, feda etmek zorunda kaldıklarını anımsatmak ve yeni bir ideal yaratma gücü vermek bağlamında bu destan önem kazanır.

Bazı efsanelere göre Vergilius'un en büyük korkusu kaleme aldığı Aeneas destanını bitiremeden ölme olasılığıdır. Arkadaşlarından ve hatta imparator Augustus'un kendisinden böyle bir durumda ölümü ile birlikte destanın yakılmasını istediğini söyler. Ancak imparatorun ihmali mi diyelim, arkadaşlarının zaten baştan kabul etmemesi mi bilinmez Aeneas destanı birkaç değişiklik yapılarak ölümünden sonra basılır.

 
Publius Vergilius Maro, Landesmuseum din Trier, Almanya

Vergilius'u belki en çok Dante'nin İlahi Komedya'sından biliriz. Cehennemi gezerken kendisine refakat eden kişidir. Yahut daha yakın bir zamana gelirsek Hermann Broch'un muzzam kitabı Vergilius'un Ölümü'nü ve bu kitabı yine muazzam bir dille Türkçe'ye kazandıran Ahmet Cemal çevirisini... 

Geleneksel tarihe göre Vergilius her zaman hastalıklarla boğuşmuş bir yapıya sahiptir. Aeneas Destanı'nın geçtiği toprakları görmek için çıktığı yolculuktan hastalığı sebebi ile geri dönüş yolunda ölür. Kitap ölümünden önceki son bir günü anlatır. Ve bana göre okurken kaç kurşun kalem feda edilebileceğinin hesabı tutulamaz. Her satırı ayrı güzelliktedir. Fakat Dante ve Broch ve kitaplarında kahraman olarak yer alan Vergilius, yazılmak üzere başka bir sefere kalsın sevgili okur. 

Ancak son noktamı Broch'un kitabından bir cümle ile koymak isterim;

"Değişmezliğin çemberinde
zamanın akışının sınırsız kısalışını
yazı 15 Ekim 2016 tarihinde neokuyorum.org internet sitesinde yayınlanmıştır. Kaynak belirtilmeden kullanılamaz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar