ΣΙΩΠΗ!

Yunanca şöyle bir deyiş vardır; "η σιωπη μου προs απαντηση σου". Meali suskunluğum cevabın olsun. 

Babamın da şöyle bir ilkesi vardı; "Bazı durumlarda cevap vermeden 10'a kadar saymak gerekir."

Annem ise şuna inanırdı; "Sonda söylemen gerekeni baştan söyleme. Geri dönüşü yoktur."

Şimdi bu üçünü harmanlayan "ben" kişisinin olası durumlarda nasıl bir pozisyon alacağını düşünün. Babamın ilkesi, ardından annemin inandığı, ve en sonunda atalarımın söylediği. Bende sıralama bu şekilde gidiyor. 

Üçü de ayrı ayrı ve de birlikte çok işe yarıyor. 10'a kadar saymak kesinlikle üzerindeki baskı, sinir, sabırzsızlığı azaltıyor. Sonda söylemen gerekeni hep sonra söylemek üzere saklı tutmak, hem karşındakini kırmıyor, ona verdiğin değeri hatırlatıyor, bir yanlış anlaşılma ihtimalini ortadan kaldırıyor, hem her zaman umutla bakmaya devam etmeni sağlıyor. Suskunluğum cevabın olsun kısmı ise biraz daha üç boyutlu bir şey. Şöyle ki;

Konuşmaya bile değmezsin. Seni asla umursamıyorum.
Anlatsam da anlamazsın, çenemi yoramam.
Susar cevap vermezsem kendi gibi düşünmediğimi anlar nihayetinde kendi de susar.
Aslında verilecek herhangi bir cevabım yok, ama biraz Rodin ve "düşünen adam" takılmak fena olmaz.

Bir de böyle olabilir;

Konuşmak isterdim, ama sonucuna katlanmak sana zor gelebilir. 
Anlatsam da anlamazsın, çünkü böyle şeyleri kelimelere sığdırmak mümkün değil.
Susar cevap vermezsem hem bir "acaba" bırakmış olurum fikrinde, hem kırmamış olurum seni.
Ben de bilmiyorum. Kafam karışık. Anlamaya çalışıyorum.

Olaya, duruma, konuya, kişiye göre bu şıklar değişebilir, çoğaltılabilir, eklemeler yapılabilir. Ancak bazı durumlar vardır ki, kişi devam edebilmek için olumsuz da olsa yanıt bekler. Gücünü o yanıttan alacaktır. Cevap bazen bir kelime, bir şarkı, bir sembol hatta sessizlik bile olabilir. 

Her sorunun cevabı yoktur. Ama her cevabın mutlak bir sorusu vardı. Ve her soru, cevabını içinde gizler.

Yanıtlanmamış sorular, nedeni sorgulanmamış cevaplardan, daha az tehlikelidir. 



O.../



Yorumlar

Popüler Yayınlar